Çağrı merkezimiz 22:00’a kadar açık!

Muğla'nın en çok ziyaret edilen ve gezilen illerinin başında gelen Fethiye; gezilecek yerleri, doğal güzellikleri, plajları, koyları ile sıkça tercih ediliyor. Muğla'nın en büyük ilçesi olan Fethiye'nin eski adı ise Meğri'dir. Yüzyıllarca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Fethiye, tarihi yerleri ve doğal güzellikleri ile keşfedilecek birçok özelliğe sahip. Bakir koyları, Ölüdeniz gibi ünlü plajları, mağaraları ve daha birçok güzelliği ile özellikle yaz sezonlarını oldukça kalabalık geçiriyor. Fethiye tarihi ve turistik yerleri ile Türkiye'nin yerli ve yabancı turistlerini çeken önemli bölgelerinden biri. Birçok tarihi güzellikleri ile uzun süreli keşif imkanı sağlayan Fethiye birkaç günde bitirilecek bir bölge de değil. Fethiye'nin tarihi ve turistik yerleri ve özellikleri onu Türkiye’nin önemli turistik bölgelerinin başında getiren bir bölge haline getirdi.

Arkeologların da sıkça ziyaret ettiği Fethiye tarihi eserleri ile de M.Ö. zamanına ışık tutan bir geçmişe sahip. M.Ö. 2000’lerde kurulduğu tahmin edilen Telmessos Kenti’ne, M.Ö. 6. yüzyıl ortalarında Pers egemenliğine, M.Ö. 5. yüzyılda Delos Birliğine, M.Ö. 362’de Likya’ya, M.Ö. 3. yüzyılda Mısır’daki Lagos hanedanlığına, M.Ö. 188’de Bergama Krallığına, 1284’de Menteşeoğullarına, 1424’te Osmanlıya ev sahipliği yaptı. 1914'te uçağı düşen ilk hava şehitlerinden Fethi Bey hatırası olarak ismi Fethiye şeklinde değiştirildi. Yıllar boyunca tarihe yakında şahitlik eden bu ilçe 11 Mayıs 1919-20 Haziran 1920 tarihleri arasında İtalyan işgaline de uğradı. Fethiye’de tarihi yerler yüzyıllar boyunca şahit olduklarından dolayı tarih profesörleri tarafından sıkça incelenmekte ve kayıt altına alınmaktadır. 

Turizm cenneti olan Fethiye sadece doğal güzellikleri, ünlü plajları, bakir koyları ile değil Fethiye’nin tarihi mekanları açısında da her sezon binlerce yerli ve yabancı turistlerin favori bölgelerinden biridir. Tarihi geçmişi ile bu kadar önemli olan bir ilçede muhakkak görülmesi gereken yerler listesi yapılmalı ve maksimum performans için düzenli bir rota takip edilmelidir. 

Fethiye Eski Şehir (Paspatur)

Paspaturda olarak da bilinen Fethiye Eski Şehir Muğla’nın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Şehir adını gelenlerin bir daha ayrılmamak istemesini sağlayan Paspatur suyundan almış. Eski yerleşim yerlerini Telmossan Kentinden kalan tarihi kalıntıları görmek için gidilmesi gereken bu bölge bünyesinde birçok hediyelik eşya satan mağazalar, butik caféler, halıcılar, kuyumcular gibi dükkanlar da barındırmaktadır. Paspatur çarşısı ise hediyelik eşya bakmak için en doğru lokasyondur. Aynı zamanda ahşap cumbalı evleri, renkli çiçekleri, renkli şemsiyeleri ile ufak turlar atmak, yemek yemek ya da bir şeyler içmek için tercih edilesi bölgelerden biridir. Buraya Fethiye Merkez’den kolaylıkla yürüyerek ulaşabilirsiniz. 

Amintas Kaya Mezarları

Fethiye Kral Mezarları olarakta bilinen Amintas Kaya Mezarları şehrin güney tarafında dağın eteklerinde yer almaktadır. M.Ö. 350 yılında inşa edilmiş olan bu mezarlar ve adını Hermagios'un oğlu Amintas anlamına gelen "Amyntou tou Ermagiou" yazılı yunanca yazıttan almaktadır. Tek parça kayanın oyulmasıyla yapılması iyon tarzında bu mezarlık Telmessos kentini yöneten kişi olduğu düşünülen Kral Amintas’ın anısına inşa edilmiştir. Likya uygarlığından kalan en önemli tarihi kalıntılardan biridir. Mezarın içi bir insanın rahatlıkla sığabileceği büyüklüktedir. Bu mezarlar ise genellikle toplum açısından önemli olan kişilere öldükten sonra da tapabilmek için yapılmıştır. Bu tarihi mekana ise ulaşım Fethiye Merkezi’nden yürüyerek ya da toplu taşımalar ile kolaylıkla sağlanmaktadır. 

Kayaköy 

Eskiden Levissi olarak anılan Kayaköy Fethiye’ye bağlı bir mahalledir. 1957 tarihinde Fethiye’de gerçekleşen deprem ile harabeye dönüşen bu bölge tarihi geçmişi dolayısıyla canlı müze niteliğinde hala eski önemini korumakta ve sıkça ziyaret edilmektedir. Bu bölgede mutlaka görülmesi gereken büyük ve küçük kilise ile on dört şapel bulunmaktadır. Kayaköy Örenyeri’nde her biri 50 metrekareden büyük olmayan ve birbirinin manzarasını ve ışığını engellemeyen antik kentten kalan evler sayesinde hayalet şehir görünümü hakimdir. Antik Dönemde Karmylassos kenti elde edilen verilere göre M.Ö. 3 binli yıllara kadar gitmektedir. Kayaköy'e, Fethiye Ölüdeniz Hisarönü'nden kalkan minibüslerle kolayca ulaşım mümkündür. Kayaköy’e giriş ücretlidir ve müze kartı geçerlidir. 

Xanthos-Letoon Antik Kenti

1988 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmiş olan Xanthos Antik Kenti her yıl birçok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaretçi akımına uğramaktadır. Kaş ile Fethiye arasından kalan Xanthos Antik Kenti hem Kaş tarihi yerler listesine hem de Fethiye tarihi yerler listesine eklenmesi gereken önemli antik kentlerden biridir. M.Ö. 545 yılından sonra Pers Egemenliğine giren ve tarihe kadar bağımsız olan kent bağımsızlığını kaybettikten yüzyıl zaman sonra yanmış ve tekrar inşa edilmiştir. M.Ö. 2. Yüzyıldan sonra ise Likya’nın başkenti olmuştur. Bu sebepten dolayı da tarihi açıdan ve Likya Yolu rotasında görülmesi gereken yerler açısından büyük önem teşkil etmektedir. Roma, Bizans ve Arap kontrolüne de giren bu kent Likya gelenekleri, Helenistik ve Roma dönemi etkilerini göstermektedir. Xanthos’a giriş ücretli ve müze kartı geçerlidir. Tiyatronun batısında bulunan kalıntılar ise sırasıyla gezilmesi gereken yapıtlardır. Bu antik kente ulaşım ise aracınızla mümkündür. Kent Kaş’ın Kınık ilçesine yakın bir lokasyondadır.

İletişim: 0242 845 47 99

Tlos Antik Kenti

Fethiye’nin yaklaşık 40 km doğusunda yer alan Tlos antik Kenti Likya’nın en önemli yerleşim yerlerinden biridir. Eski Yunan mitolojisine göre Tlos kent adının Tremilus ile Praksidike’nin dört oğlundan biri olan “Tlos”dan geldiğine inanılmaktadır. Tlos Kentinin kuruluşunun MÖ 2 binlere kadar uzandığı düşünülmektedir. Akropol tepesinin çevresi dik yamaçlar ile doğal olarak korunmaktadır. Ve kenti ziyaret eden misafirlerin ilk dikkatini çeken nokta akropolün hakim görüntüsüdür. Akropolün kuzey-doğu yönündeki erken döneme ait sur duvarları ve kaya mezarları Likya kültürünü günümüze yansıtan en önemli öğelerdir. Kent Likya, Bizans, Roma ve Osmanlı döneminden önemli tarihi kalıntılara ev sahipliği yapsa dahi çoğunluğu Likya ve Roma dönemi eserleri oluşturmaktadır. Buraya geziler düzenleyen turist turları ile gitmek ya da özel araç ile ulaşmak da mümkündür. Müzeye giriş ücretli ve müze kartı geçerlidir. 

Daedala-Daedalus Antik Kenti

İnlice Köyüne bağlı Deadalus Antik Kenti Fethiye’ye ortalama 30 Km uzaklıktadır. Daedala Antik Kenti çevresinde vadi, körfez ve nehir yer almaktadır. Bu antik kent çevreye oldukça hakim bir tepede yer almaktadır. Kent içerisinde basamaklar, dev sarnıç, eski çizimler, mezarlıklar, kale surları ve Likya Döneminden kalma tarihi kalıntılar bulundurmaktadır. Buraya giriş ücretsizdir. İlçe Merkezi’nden hareket eden minibüsler ile ulaşım mümkündür. Kent aynı zamanda çevresinde bakir kalmış doğal güzelliklere de sahiptir. 

Pınara Antik Kenti

Fethiye’ye ortalama 30 Km uzaklıkta yer alan Pınara antik kentin ismi Likya kitabelerinde Pinale olarak anılmaktadır. Pınara ise yuvarlak anlamına gelmektedir ve kalıntıların bulunduğu yukarı akropolün yuvarlak bir modelde olması ise ismin mitolojik olarak bilinen hikayesini doğrular niteliktedir. Antik Kentin yukarı akropoline sarp olan doğu yamacında oyulmuş yüzlerce kaya mezarlık vardır. Yukarı akropol zamanla yetersiz kalınca daha erişilebilir olan aşağı akropole doğru yerleşim oluşturulmuştur. Aşağı akropel ise dik yamaçlara sahip olduğundan ötürü teras oluşturulmuş ve sur duvarı ile desteklenmiştir. Surun güneyinde bulunan kapıdan geçerek kenti dolaşmaya başlamak mümkündür. Kentin içerisinde yer alan ve geçirilen depremler tahrip olmuş birçok tarihi kalıntılar mevcuttur. Pilyeli, duvar içinde birçok kabartma bulunan, kayalara oyulmuş mezarlar dikkat çekmektedir. Bölgede Roma Dönemi'ne ait bir hamam kalıntısı ve tiyatro da vardır. Pınara antik kentini ziyaret ederek Helenistik Dönem özelliklerine şahit olabilmek mümkündür. Pınara Antik Kenti’ne giriş ücretsizdir. Bölgeye bireysel aracınız ya da turlar ile gitmeniz mümkündür.

Af Kule Manastırı

Denizden 400 metre yükseklikte yer alan ve yöre halkı tarafından Çile Manastırı olarak adlandırılan Af Kule Manastırı her yıl birçok yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Çam ormanları arasından ortalama bir kilometre yol yürüyerek ulaşabileceğiniz bu manastırın 5. ya da 6. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Bu çevrede doğa yürüyüşü yapan kitle tarafından ise sıklıkla ziyaret edilmektedir. Manastıra giden yol endemik bitkiler, yabani hayat ve yemyeşil bir doğa sunarken denize bakan manzarası ile Af Kule Manastırı da ziyaretçilerine mavinin çeşitli tonları ile eşsiz bir manzara sunuyor. Manastıra giriş ücretsizdir. Araba ile belli bir yere kadar gelip sonrasında yürüyerek devam etmeniz gerekmektedir.

Karymlesos-Carmasus

19. yüzyıldan günümüze kadar hiçbir tadilat yapılmamış Kayaköy’ün hayalet köyü Karmylessos M.Ö. 3 binli yıllara dayanan bir yerleşim yeri. Bu antik kent şu an camlarının ve çatılarının oldukça tahrip olduğu kaya evlerden oluşan Likya Kentidir. Kent ile ilgili bilgiler ise oldukça sınırlı fakat antik kent düşkünlerinin rotasında muhakkak yer almaktadır. Kentin ise 11. Ve 14. Yüzyıllar arasında inşa edilmiş olduğu tahmin edilmektedir. Buraya giriş ücretsizdir. Fethiye’den Kayaköy’e kalkan dolmuşlar ile buraya ulaşmak mümkün.

Kadyanda Antik Kenti

Kadyanda Antik Kenti Fethiye’ye 25 Km mesafede Üzümlü Beldesine bağlı bir Likya döneminden kalma yerleşim yeridir. Kadyanda örenyerinde, kenti çevreleyen sur duvarının bir bölümü, kaya mezarları ve Likçe kitabeler en erken döneme tarihlenebilen kalıntılar olmasından dolayı geçmişten bugünümüze ışık tutmaktadır. Roma Dönemi’nde de onarılarak kullanılmaya devam etmiş Helenistik Dönem tiyatrosu, koşu pisti, hamam, agora, tapınak kalıntısı ve yoğun sivil yapı izleri ile Kadyanda Antik Dönemde yerleşim geçirmiş tam bir kent özelliğini yansıtmaktadır. Kent, Fethiye Körfezini ve Fethiye Limanını sergileyen manzaraya sahiptir.  Çam ağaçlarının kokusu ile ziyaretçileri ayrı bir açıdan da tesiri altına almaktadır. Sikke bastıran 24 Likya kentinden biri olması özelliği ile tarihi açıdan farklı bir öneme de sahiptir. Kente giriş ücretli ve müze kartı geçerlidir. Buraya belli bir noktaya kadar toplu taşıma ile gelebilir sonrasında doğa yürüyüşü yaparak ulaşabilirsiniz.

Fethiye Arkeoloji Müzesi

1987 yılında tamamlanarak ziyarete açılan Fethiye Arkeoloji Müzesi ziyaret ettiğiniz tüm antik kentlerde depremler sonrasında yapılan kazı çalışmaları sırasında bulunan tarihi kanıtları sergilemektedir. Salon içerisinde sergilenen eserler kendi içerisinde kronolojik bir sıra oluşturmaktadır. Eserlerin çoğu ise seramiktir. M.Ö. 3 binden Osmanlı dönem aralığını kapsayan eserler bulunan müzede, Üç Dilli Yazıt (Likçe-Grekçe-Aramice), Izraza Anıtı, Çift Dilli Yazıt (Karca-Grekçe), gibi önemli eserler ve tanrı-kahraman Kakasbos’a adanan adaklar gibi, Likya Bölgesine özgü eserleri de görebilmek mümkündür. Müze bahçe, etnografya ve arkeolojik olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Müzenin açık alanında yani bahçesinde büyük taş bloklu eserler, lahit mezarlar ve Likya kültürünün bir ürünü olan "Izraza Anıtı" sergilenmektedir. Etnografya salonunda ise yöreye ait çeşitli el dokuma örnekleri, el işlemeleri, kaftanlar, üç etekler, gümüş takılarda gibi kültür tanımlayıcı eserler yer almaktadır. Arkeloji bölümünde ise M.Ö. 3000’lere, Bizans Dönemine, Roma Dönemine, Likyalılara ait heykeller, heykel başları, seramik, cam, sikkeler gibi arkeolojik çalışmalar sırasında bulunmuş eserler sergilenmektedir. Müze ücretsizdir ve Fethiye’nin Kesikkapı Mahallesinde yer almaktadır. 

En Son Eklenen İçerikler
Tümünü göster Tümü